Yarım kilo ciğer 2 Adet patates 2 Adet havuç 2 Adet soğan Sıvıyağ Maydanoz Tuz, kırmızı pulbiber, kekik
Hazırlanışı
Ciğerin zarını soyup, tavla zarı iriliğinde doğrayın. Isıtılmış sıvıyağda ciğerleri arada bir çevirerek kızartın (tuz ilave etmeden). İnmesine yakın tuz, kırmızı pulbiber ve kekik serpiştirerek delikli kepçe ile servis tabağına alın. Havuçları ve patatesleri küp küp doğrayıp ayrı bir tavada kızartın. Sebzeleri ciğerlerle karıştırın. Piyazlık doğranmış soğanları tuzla ovup yıkayın. Soğanı ince kıyılmış maydanozla karıştırın. Ciğer kebabının yanında servis yapın.
Sırık kebabı, Çorum-kargi, Sinop ve Boyabat yöresine özgü bir kebap türüdür.
Bütün olarak kesilen kuzunun derisi yüzülür ve içi temizlenir. Uzunca birsırığa tam ortadan geçirildikten sonra özel olarak hazırlanmış çöplerle kuzunun karnı dikilir. Ocakta yakılan ateşin başında çevrilerek pişirilir. Pişirilirken akan yağ bir kapta toplanır. Buna serit adı verilir. Serit de ayrıca kaynatıldıktan sonra ekmekle birlikte yenir. 2-3 saat sonra iyice pişen kuzu, sırıktan çıkarılarak parçalanır ve servis edilir.
İki Fırın Arasında Yapımına Başlanır. Küçük parçalar halinde kesilen etler baharat, biber ve soğanla terbiye edildikten sonra hafif yağlanmış şişlere takılmak üzere bekletilir. Şişlerin en başına bir parça kuyruk yağı takılır ve sebzelerin düşmemesi için patlıcanın sap kısmı da şişin ucuna takılır. Şiş üzerine bir et bir patlıcan ve sebze aralarına bir parça ince kesilmiş patates dizilir. Patlıcanların kabuğu alınmaz yarıdan kesilmiş ve uzun selvi doğranmış patlıcanlar önceden hafifçe tuzlanmalıdır. Bir şişe de sarımsaklar müstakil olarak takılır.
Kebap ocağının ortasında bulunan yatay demire şişler asılır. Fırının iki tarafında bulunan yatay bölümde yanan odunların ateşi ile pişmeye bırakılır. Fırının alt kısmında bulunan şaç tepsiye damlayan yağlar toplanır. Özel pişirilmiş pideler bir tepsiye yayılır. Pişen etler ve sebzeler bunun üzerine sıyrılır. Tepsinin ortasına pişen domatesler konulur. Üzerine toplanan yağlardan gezdirilerek servise alınır. Eski ustaların tabiriyle Tokat Kebabı sadece ısıyla değil ışıkla pişen bir kebaptır.
Ülkemizin bilinen meşhur köfteleri Sultanahmet, Akçaabat, İnegöl ve Tire(Ödemiş) köfteleri olarak bilinir.
Çine köftesini merhum Tahsin Işık ve babası 1900’lü yılların başında icat etmiştir. Gerçektende değişik bir tat yaratmak için uzunca ve zahmetlice denemeler yapmışlar ve bugün yediğimiz köfteyi yaratmışlar. 1930 yılında ilk köfte lokantasını açmıştır. Halen biri Çine’de şehir içinde biri de Muğla yoluna doğru iki işletmeyle faaliyetine devam etmektedir.
Tahsin Işık bu müthiş lezzetin sırrını herkese vermemiştir. Halen bu köftenin yapılışını bilenler 50’yi geçmez. Onlar da Tahsin Işık’ın akrabaları ve yanında çalışan personeldir.
İlçemiz geleneklerine bağlıdır. Efelik olgusunun en önemli esaslarından biri ağzını tutmaktır. Tahsin Işık’ta bir nevi o kültürle yetiştiği için köftesinin sırrını 50 yıllık müşterilerine bile söylememiştir. Halen ilçede bulunan köfteci esnafı bu köftenin sırrını kimseye söylememektedir.
Gerçekten de gelenekçi bir yer olan Çine, Marmaris, Fethiye gibi turistik ilçelerin güzergahında olmasına rağmen bu imkânları değerlendirememiştir. Nihayet 2000’li yılların başında peşpeşe yol üstü lüks köfte ve çöpşiş lokantaları açılmıştır. Yaz günleri tatilciler tarafından bu lokantalar tıklım tıklım doldurulmaktadır.
Çine köftesinde bir porsiyon 100 gramlık kıymadan yapılan sekiz adet köfteden oluşur. Şehir içinde taze ekmek yanında verilirken yol kenarındaki lokantalarda kızartılmış ekmek, lavaş yanında verilir. Ayrıca domatesler kızartılarak verilir.
Bence sıralama
1.Köfteci Tahsin
2.Kasap Mehmet zengin (2013 itibariyle benden çok kötü not aldı..Sıralamasını aşağıda farzedin)
Manisa'nın en büyük ilçesi olan Akhisar'da 1900 lü yılların başından beri faaliyet gösteren lokantaların kullandıkları genel adlandırmadır Akhisar Köfte. Soğan, az yağlı kıyma ve tuz ile yapılan oldukça sade ancak çok lezzetli köftedir.
Akhisar Köftesi ismiyle bilinen köfteninin adı "macır köftesi" dir. Bunun sebebi Akhisar 'ın yerli nüfusunun yanı sıra büyük ölçüde Makedon ve Batı Trakya göçmenlerinden oluşmasıdır. Yugoslavya ve Yunanistan 'dan Akhisar'a gelen göçmenler, kendileri ile birlikte kültürlerinide beraberlerinde getirmişlerdir. Genel olarak İnegöl, Balıkesir ve Bursa yörelerinde benzer türde köfte yapılmaktadır. Bu köftelerin menşeileri de yine Balkan Türkleridir. Rodop, Flibe, İnegöl gibi köfteler benzer kültürün türleridir. Akhisar merkezinde, çevre yolunun girişinde ve çıkışında birkaç tanesi çok eski olmak üzere çeşitli macır (Akhisar) köfte mekanları bulunmaktadır. Yeni nesil, baba ve dedelerinden elde ettikleri tarifleri geliştirerek markalaşmaktadırlar.
Tarife geçmeden önce İnegöl Köfte’sinin tarihinden bahsedelim. İnegöl Köftesi’nin asıl kaynağı Bursa İnegöl değil, Bulgaristan’ın Filibe vilayetinin Pazarcık ilçesidir. Mustafa oğlu İbrahim Besler uzun yıllar önce Pazarcık’tan Bursa’nın İlçesi İnegöl’e göç etmiş. Pazarcıkta “köfteciler” olarak anılan bu ailede köftecilik babadan oğula geçerek devam etmektedir. İnegöl’e yerleşen İbrahim Besler bugün İnegöl Köftesi adıyla tanınan köfteyi yapmaya başlamıştır. Günümüze köfte ustaları yetiştiren İbrahim Besler Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
İnegöl Köfte’sinde baharat kullanılmamasının nedeni baharat tadının et tadını bastırdığı kanısıdır. İnegöl Köftesi de meşhur Akçaabat Köftesi gibi Piyaz ile servis edilir.
İşte meşhur Bursa İnegöl Köfte Tarifi
Malzemeler:
1 kilogram dananın döşünden iki kere çekilmiş kıyma,
1/2 su bardağı çekilmiş kuruekmek içi,
1/2 su bardağı su,
1 yemek kaşığı tuz,
2 tatlı kaşığı karbonat,
1 yemek kaşığı limon suyu,
2 adet orta boy rendelenmiş soğan.
Yapılışı:
Ekmek içi, su ve tuz kıymaya eklenip 10 dakika yoğrulur. Bir saklama kabında 24 saat buzdolabında dinlendirilir.
24 saat sonra, bir bardakta karıştırılmış olan limon ve karbonat (köpürecek) kıymanın üzerine dökülür.
Soğan rendelenip kıymaya karıştırılır. Eğer peynir ekleyecekseniz, bu aşamada ekleyin.
Kıymadan ceviz büyüklüğünde koparılan parçalara şekil verilip saklama kabına dizilir. Bu şekilde 12 saat kadar daha buzdolabında dinlendirilir. (Köftelerin hepsi pişirilmeyecekse, kalanlar bu aşamada dinlendirmeden buzluğa kaldırılabilir. Buzlukta saklanan köfteler çözülmesi beklenmeden, hemen pişirilir.)
Köfteler dinlendikten sonra, pişirmeden 10 dakika önce buzdolabından çıkarılır.
Orta ateşte iyice kızdırılan ızgara tavasında yağsız bir şekilde önlü arkalı ızgara yapılarak pişirilir.
Bursa’nın İskender’den sonra 2. icadı da pideli köftedir. Bilenler kendisini İskender Junior veya Küçük İskender olarak da tanımlar İskender’in ince kesilmiş etleri yerine köfteler geçer ama o karşı konulmaz lezzet değişmez.
YEŞİL PİDELİ KÖFTE
Seyit usta 1871 den bugüne pideli köftenin görsel hikayesi..KAYHAN ÇARŞISI-BURSA
FURKAN PİDELİ KÖFTE
Malzemeler:
100 gr kuzu kıyma
900 gr dana kıyma
3 dilim bayat ekmek içi
Karabiber
Tuz
Sos için:
2 çorba kaşığı salça
3 çorba kaşığı sıvıyağ
2 su bardağı su
Yarım tatlı kaşığı tuz
Tabanı için:
6 adet kebap pidesi
Garnitür için:
Yoğurt, köz biber
Üzeri için:
3 çorba kaşığı tereyağı
Yapılışı:
Köfte malzemesi yoğrulur. 1 gece buzdolabında dinlendirilir. Ertesi günü ceviz kadar parçalar alınır. Yassı ve yuvarlak şekilde köfteler yapılır. Köfteler mangalda pişirilir. Kebap pidesi ufak ufak doğranır, servis tabağına yerleştirilir. Kenarına yoğurt ve köz biber konur. Üzerine 8-10 adet köfte konur. Bu arada sos malzemsi bir tencereye konur ve karıştırarakbir taşım pişirilir. Köftelerin üzerine önce bu sos dökülür. Sonra eritilmiş tereyağı kızgın olarak gezdirilir.
Simit kebabı bir çeşit kıyma kebabı. Yağlı kıymanın içine ıslatılmış ince bulgur (Gaziantep'deki ismiyle simit) da konuyor. Kilis'te ismi Oruk diye geçiyor.
Bu kebabı kıyma kebabı gibi mangalda yapabileceğiniz gibi evde fırında da yapabilirsiniz.
Malzemeler (12-14 kişilik):
1.5 kg. yağlı kıyma
1 su bardağından 1 parmak fazla simit (ince bulgur)
1/2 su bardağı ılık su
1 soğan
5 diş sarımsak
2 tatlı kaşığı nane
1 çay kaşığı karabiber
2 tatlı kaşığı köfte baharatı veya kimyon
2 tatlı kaşığı kırmızı biber
tuz
1 tane kebap şişi
Hazırlanması:
Bir kasenin içine simiti ve malzeme listesindeki baharatları koyup üzerine suyunu dökün.
Soğanları çok ince doğrayın, sarımsakları rendeleyin veya ezin.
Bir tepsi içine aldığınız kıymanın üzerine soğan, sarımsak ve tuzunu ekleyin.
Suyunu çekip soğuyan simiti kıymanın üzerine ekleyip tüm malzemeyi yoğurun
Yarım saat kadar dinlendirin
Mangalda yapacaksanız eğer şişlere saplayıp kıyma kebabı gibi pişirebilirsiniz
Antebi Restaurant'ın şefi Erdal KURT kebap yapımı hakkında detaylı bilgiler veriyor.
ANTEBİ Restaurant yeni açılan Kadıköy Kuyubaşı Restaurantı ile hizmetinize girmiştir. Özenle ve en kaliteli malzemelerle hazırlanmış mönümüz ile her zaman olduğu gibi güleryüzlü ve seçkin hizmet personeli ile sizlere daha yakın....
Gaziantep'in lezzetleri özenle seçilmiş etlerden, Gaziantep'den getirtilen doğal malzemelerle hazırlanmaktadır.
Cağ kebabı, 'cağ döneri' veya 'yatık döner' keçi ve kuzu etinden yapılan bir çeşitkebaptır. Erzurum'un Tortum, Uzundere, Oltu, Olur ilçeleri ile Artvin'in Yusufeliilçesine ait olan cağ kebabı, önceden terbiye edilmiş etin yatık bir şiş üzerinde odun ateşi eşliğinde pişirilmesiyle hazırlanır. Cağ adı verilen şişler kullanılarak servis yapıldığından bu adı almıştır. Servisi, yine yöreye özgü lavaş ekmeği ile beraber yapılır. Birçok yerde, yanlış olarak 'çağ kebabı' şeklinde telaffuz edilmektedir.
Malzemeye soğan, tuz ve karabiber eklenir ve hazırlanan parça et'lere eklenen soğan,tuz ve karabiber gibi baharatlar et ile iyice yoğrulur.Eğer daha fazla lezzetli olması istenirse hazırlanan et dinlendirilir ve 24 saat serin ortamda veya buzdolabında bekletilir ve bu süre sonunda Cağ kebabı pişirilmeye başlanabilir.Et yatık biçimde odun ateşinde pişirilir ve Döner bıçağı ile birer porsiyon kesilip ızgara üzerine alınır. Burada et biraz daha pişirilir.Tandır ekmeği ve Lavaş ekmekle servis yapılır. Ayrıca yanında yöresel ayran ya da şalgam tüketilmektedir.
Erzurum Cağ Kebabını diğer kebap türlerinden ayıran en önemli özellik, söz konusu kebabın pişirilmesinde kullanılan etin doğal ortamda, yaylalarda doğal besinlerle beslenerek yetiştirilen kuzulardan elde edilmiş olmasıdır.
Etin hazırlanışı: En az bir yaşındaki kuzulardan elde edilen et sinir, damar ve zarlardan ayıklanır. Etin yağ oranının %25 – %30 arasında olması gerekmektedir. Ayıklanan et, şişe takılmaya uygun şekilde hazırlanır ve tuzlanarak bir gün dinlendirilir. Dinlendirilen et, çok ince kıyılmış kuru soğanın karabiber ile yoğrulup macun haline getirilmesi ile elde edilen özel harç ile iyice yoğrulup hazır hale getirilir. Hazırlanan et şişe takılır ve hafifçe sıkıştırılır.
Pişirme: Hazırlanan şiş, meyve veya meşe ağacı odunu kullanılarak yakılan ocakta pişirilir. Ocağın taş ya da tuğladan yapılması Cağ Kebabının kendine has lezzeti için önemlidir. Şiş durgun ateşe tabladan 15cm yükseklikte ve ateşin durumuna göre uygun bir mesafede özel düzeneğe yatay olarak konulur ve piştikçe şiş çevrilir. Etin renginin kırmızıdan kahverengine dönme seviyesi uygun pişme durumudur.
Sunuş Pişen Cağ Kebabı geleneksel olarak Cağ adı verilen küçük şişle servis edilir. Cağ şişteki ete geçirilir ve kebap bıçağı olarak tabir edilen bıçakla kalınlığı 4-7 mm olacak şekilde kesilir. Cağ’ın alt tarafı, ocağın yanında hazırlanan ızgarada isteğe göre kızartılır ve porselen veya krom tabakta servis edilir. Erzurum Cağ Kebabı, mevsimine göre ayrı bir tabakta da söğüş kuru soğan, turşu, közlenmiş yeşil biber veya mevsimine göre söğüş domatesle servis edilir.
Adana kebabını diğer kebaplardan ayıran en belirgin özellik kullanılan ettir. Et, doğal ortamda ve kendine has bir floraya sahip bölge yaylalarında yetiştirilmiş erkek koyunlardan elde edilmiş olmalıdır. Üretim tekniği ve ustalık da ürüne önemli ölçüde farklılık katar. Karışım hazırlanırken kullanılan malzemeleri biber salçası, kırmızı pul biber, kuyruk yağıdır. Pişirme esnasında kesinlikle vantilatör kullanılmamalıdır. Adana Kebabı'nın servisi, tamamlayıcı unsurlar olan yeşillik, sumaklı soğan salatası ve salatayla yapılmalıdır.ŞALGAM SUYU OLMAZSA OLMAZ...
Dana eti ile kesinlikle yapılmaz. Sadece kuzu eti, kuzu kuyruk yağı, pul biber ve tuz ile yapılır.Mevsiminde ise pul biber elde edilen ve yörede kök biber denilen kırmızı biber,taze olarak minik küpler halinde doğranıp eklenir.Bunların dışında hiç bir baharat konulmaz. Adana dışında pilav ile yapılan servisler, Adanalılar tarafından makbul karşılanmaz.Yaylalarda doğal ortamda yetiştirilmiş, en az bir yaşındaki erkek koyundan elde edilen et, yağ, sinir, damar ve zarlarından ayrılır. Ayıklanan et parçalar halinde bir gün dinlendirilir. Dinlenmiş et zırh tabir edilen ve iki elle kullanılan keskin bıçakla kıyılır. Kıyılmış et miktarının % 30'u kadar kuyruk yağı zırh ile ayrıca kıyılır. Kıyılmış et ile kıyılmış kuyruk yağı,kırmızı pul biber ve tuz ilave edilerek yoğrulur. Karışım Adana kebabının ana unsurunu oluşturur. Yoğrulmuş karışım ikinci kez zırh ile kıyılır. En az 4-5 saat buzdolabında dinlendirilir. Hazırlanan karışım, 0,5 cm kalınlığında, 3 cm eninde 90-120 cm uzunluğunda şişlere sıvanır gibi saplanır. Şişlendikten sonra 1 saat kadar şişte dinlendirilir. Bu dinlendirme el suyunun etten akması içindir. Saplama esnasında el suya batırılıp şiş üzerindeki et sıvazlanır. Bu işlem etin şişten dökülmemesi için yapılır. Elde kalan su az olmalıdır, çok olursa et haşlanır, kebabın tadı bozulur. Bir kişilik Adana kebabı 180 gramdır. Bir buçuk tabir edilen Adana Kebabı’nın eti ise 270-280 gramdan az olamaz.
Adana kebabı alevsiz, durgun, korlumeşe kömürüateşinde pişirilir. Pişirme derecesi etin kırmızıdan koyu kahverengine dönmesine kadar devam eder. Pişirme sırasında şişler sık sık çevrilir. Yağı pide ekmekle alınır. Bu işlem yapılmazsa yağ ateşe düşerek alevlenir ve kalitenin bozulmasına neden olur.
En iyi ADANA kebap yiyebileceğiniz yerler 1-ONBAŞILAR ADANA
Hikayesi 1904 yılında Rahmetli Mehmet KIYAN ile kayınbiraderi Onbaşı lakaplı İsa ağayla beraber açtıkları Karasoku mahallesindeki dükkanla başlayan ONBAŞILAR KEBAP efsanesi halen Adana’nın köklü kebapçılarından birisi olarak günümüze kadar taktirle anılmaktadır.
ONBAŞILAR KEBAP efsanesi tüm ailesi ile birlikte (Kazım, Sadık, Selahattin, Ferit ve Selim) dükkanda dişleri ve
tırnaklarıyla, ter dökerek zor şartlarda birlikte çalışmışlardır. Selahattin bey bu dükkanın adını ilk defa ONBAŞILAR
olarak kullanmış, daha sonra Sadık ile Kazım Kıyan ve Hilmi Aksoğan ortak olarak Dörtyolağzı’nda “YENİ
ONBAŞILAR” adıyla bir dükkan daha açmıştır. Karasoku mahallesi Büyüksaat civarındaki dükkanın adı “ESKİ
ONBAŞILAR” olarak devam etmiştir.
Daha sonra Kazım Kıyan Yeni Onbaşılardan ayrılarak tekrar Karasoku’daki eski dükkanına dönmüştür.
Sonraki yıllarda Selim Kıyan Toros caddesinde “BÜYÜK ONBAŞILAR” olarak dükkan açmış burası da daha sonraki
yıllarda kapanmıştır. Birkaç defa daha başka mekanlarda kızı Gülselin aynı isimle dükkan açmış ancak bugün içinhepsi kapanmıştır. Ancak Selim Kıyan’ın oğlu Kemal tarafından Kıbrıs’ta Onbaşılar adıyla bir dükkan açılmıştır.
Dört yolağzındaki Adana’nın ilk lüks kebapçısı olan, YENİ ONBAŞILAR buranın yıkılması nedeniyle yolun karşı tarafına taşınmış ve 1988 yılında tekrar kapatılmıştır. ONBAŞILAR ismi kızı Asuman tarafından tescilli olarak alınmış ancak dükkân açılmamıştır. Devam eden hikayede Kazım Kıyan 1987’de BABA ONBAŞI” adıyla Sular civarında bir dükkan açmıştır ve bu dükkan, oğlu Levent Kıyan tarafından hala işletilmektedir.
Sadık Kıyan’ın oğlu Harun tarafından İstanbul’da “ADANA ONBAŞILAR” adıyla bir dükkan açılmış ancak burası da Harun Kıyan’ın vefatı sonrasında kapanmıştır. Sonuçta Mehmet KIYAN’ın çocukları Kazım, Sadık, Selahattin, Ferit ve Selim vefat etmiş olup, Adana’da Onbaşılar adıyla bugün bile çok güzel bir isimle anılan bir efsane yaratmışlardır.
2-Babadan oğula geleneğinin en iyi örneklerinden biri olanKOLCUOGLUKebap'ıngeçmişi. 1910 yılında Adana eski sebze halinde başlamıştır.
1946 yılında Adana'nın Karşıyaka semtinde Seyhan Kebap Salonu olarak hizmet vermiştir. 1963' yılında Adana'da Restaurant anlayışının ilk örneği olarak Barkal Kavşağında Kolcuoğlu Restaurant olarak hizmete girmiştir.
70'li yıllarda Adana'da meşhur hale gelen Adana Kebabı aynı zamanda bir lezzet kültürünü de ortaya çıkarmıştır. İnanıyoruz ki Adana Kebabı'nı Adanalı'dan başkası yapamaz. 1974 yılında metrelik kebabıyla ünü tüm Türkiye'ye yayılmıştır.
3-YÜZEVLER KEBAPÇISI
Türkiye'nin en iyi kebapçıları arasında yerini alan Adana Yüzevler Kebapçısı, adını kurulduğu şehir ve semtten almıştır. Mekanın; Sortie'de 150 kişilik restoranı, Etiler şubesinde 100 kişilik kış bahçesi, 60 kişilik VIP salonu ve 200 kişilik yaz bahçesi bulunmaktadır. Göztepe'de 170 kişilik kapalı salonu ve 100 kişilik yaz bahçesiyle hizmet veren Adana Yüzevler ayrıca 150 kişilik salonu ve 15 kişilik ocakbaşı mevcuttur.
Tüm şubeler grup rezervasyonları, özel yemekli toplantılar ve davetlerde ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca catering ve paket servis hizmeti de verilmektedir. Anadolu'nun damak tadından vazgeçemeyen, özellikle gerçek Adana Kebabı'nın lezzetini arayanlar için vazgeçilmez bir adres.
4-KEBAB 52 ADANA
5-HASAN USTA ADANA
1986 yılında Hasan Usta, Adana Küçük saat mevkiinde, günün modasına uygun olarak kebap arabasında bizzat kendisi ustalığını yapmak suretiyle, bugünkü Hasan Usta Kebap’ın temellerini atmıştır. Hasan Usta, kaliteden ödün vermeyen yapısıyla ayrı bir damak tadı sunarak, Adanalıların tercih ettiği kebapçıların başında yerini almıştır. 1989’a gelindiğinde artan tüketim talebini en iyi şekilde karşılayabilmek amacıyla kardeşlerini yanına alarak hizmet sınırlarını genişletti. 1997 yılında Hasan Usta Kebap’ın şirketleşip, kendini yenilemesi bir zorunluluk haline geldi. 1998 yılında Adana Baraj Yolu bölgesinde ORAL KARDEŞLER GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. bünyesinde ilk Hasanusta Kebap restoranı kurulmuş ve ileriye dönük oluşumun ilk altyapısını hazırlanmıştır.
Hasanusta Kebap yeni yerinde de kaliteden ve damak tadından ödün vermeden daha geniş bir kitleye hitap etmeye başladı. Bu sırada 3–5 yılda hedeflediği müşteri potansiyelini 3 ay gibi kısa bir sürede yakaladı.500 metrekarelik kapalı alanı ve 2000 metrekarelik otoparkı ile kebapçılık sektöründe yeni bir çığır açtı. Geliştirilen özgün hizmet anlayışı ve çalışma sistemi başta Adana olmak üzere bütün Türkiye’de restoranlara örnek bir model oluşturdu.
2000-2001 yılları arasında kalite ve hizmette uzmanlaşmış kadrosu ile Hasanusta’nın ünü Adana sınırlarından taşarak, tüm Türkiye’ye yayıldı. Tüm bu gelişmeler, Hasanusta kebaplarının markalaşmasına kadar devam etti. İstanbul Ankara ve Bursa’da ki girişimci işadamlarının yoğun bir şekilde isim hakkı talep etmeleri, Hasanusta Kebap yöneticilerini harekete geçirdi. Bu kapsamda Kurt tepe Kavşağında 1650 metrekarelik bir arsa üzerine 2003 yılında ikinci Hasanusta Kebap Şubesi kurulmuştur. Hasanusta Kebap konseptinin netleştirdiği yeni şube ile birlikte kurumsal kimliğini de geliştiren Hasanusta, “Alanında lider olan restoranlarımızın; bütün Türkiye’de ve dünyada şubelerini çoğaltarak, müşterilerine sağladığı hizmet ve gıda kalitesi ile dünyada önder ve örnek kuruluş olmak, bu yolla ortaklarımıza kazanç sağlamaktır.” şeklinde belirlediği vizyonu ile birlikte gelişimine büyük hız kazandırmıştır.
2007 yılının ikinci döneminde ORAL KARDEŞLER GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Anonim şirket olarak değiştirilmiş ve Türkiye’nin büyük kentlerinde müşterilerine eşsiz bir hizmet sunmak üzere yeni şubelerin imarına başlanmıştır.
1986 yılında Hasan Usta, Adana Küçük saat mevkiinde, günün modasına uygun olarak kebap arab
Gaziantep’in yöresel tatlarından bir tanesi olan patlıcan kebabı
A-FIRINDA
Malzemeler
3 tane patlıcan 300 gram yağsız dana kıyma 1 tane orta boy soğan 2 tane orta boydomates 3-4 sivri biber 4 diş sarımsak 6 dal maydanoz 1 yemek kaşığı salça 4 yemek kaşığı sıvıyağ tuz, karabiber, fesleğen, kekik
Patlıcanları alacalı bir şekilde soyup iki parmak kalınlığında yuvarlak olarak dilimler halinde kesiniz. Domatesleride dilimleyin, biberleri 3-4 parçaya ayırın. Kıyma, rendelenmiş soğan, ezilmiş sarımsak, tuz ve karabiberide karıştırarak yoğurun. Köfte harcından ise patlıcan dilimleri büyüklüğünde yassı şekilde köfteler hazırlayın. Fırın tepsisine 1 tane patlıcan, 1 köfte, 1 dilim domates ve 1 parça biber olacak şekilde yanyanasıralı bir şekilde dizin.Yarım su bardağı suda salçamızı eriterek, sıvıyağ ile beraber ilave ediniz. Üzerine tuz, karabiber, fesleğen ve biraz kekik döküp, aliminyum folyoyla üzerini güzelce sarın. Önceden ısıtılmış fırında 200 derecede 1 saate yakın pişirin. Kıyılmış maydanoz serptikten sonra sıcak olarak servis yapın.
B-ŞİŞTE MANGALDA
(Balcan Kebabı)
1.5. kg. (5-6 tane uzun, iri kemer patlıcanı) 1 kg. az yağlı kıyma 5-6 adet domates 5-6 adet yeşil biber Karabiber Tuz
Patlıcanlar yıkanıp sapları kesildikten sonra 2.5-3 cm. uzunluğunda enine kesilir. Bu arada kıyma; tuz ve karabiber ile iyice yoğrulur. Ceviz büyüklüğünde parçalara ayrılır. Şişlere bir patlıcan, bir top yuvarlanmış kıyma saplanır, ellebiraz yassılaştırılır. Domatesler ve biber ayrı ayrı şişlere geçirilir. Şişlere saplanmış patlıcan, biber ve domatesler alevsiz orta harlı mangal ateşinde çevrile çevrile pişirilir. Pişirilen patlıcanlar sırası bozulmamak kaydıyla düzgün bir şekilde tepsiye çıkartılır. Üzerine pişmiş domates ve biber yerleştirilir ve ağzı bir kapakla kapatılarak ateş üzerinde demlendirilir. 5-10 dakika sonra pide ekmekle servis yapılır. (Burhan ÇAĞDAŞ)
Kebap yaparken dikkat edilecek hususlar: 1 Erkek koyun eti olacak ve yaşlı olmayacak, 2 Kuşbaşı için küsneme, daraklık, gülle ve kapak kısımları kullanılmalıdır. 3 Kebap yapılmadan önce etin sinir kısımları temizlenmeli ve 1 gün terbiye içinde dinlendirilmelidir. 4 Kıyma kebap eti mümkünse zırhta çekilmelidir. 5 Meşe kömürünün ateşi tercih edilmelidir. 6 Ateş alevli olmamalıdır.